Teknolojik Hemşire

     Geçen yazılarımdan birinde teknolojiye ne denli bağlı olduğumu yazmıştım. Bu sabah da gazetelere bakarken daha önce de haberini izlediğim damar gösteren ışık teknolojisine rastladım. Ne işe mi yarıyor efendim bu damar gösteren ışık, hemen anlatayım; bu yeşil ışık sayesinde damarı bulunamayan hastalarda şak diye damar bulunuyormuş. E bu çok da büyütülecek bir buluş değilmiş aslında. Kolaysa bilimadamları gelsinler benim önerilerimi gerçekleştirsinler cümbürcemaat. Mesela acil kapısına süper zeki bir ekran yerleştirsinler.  Hasta kapıdan geçtiğinde, ateşini, tansiyonunu, nabzını, şekerini, troponin t'sini m'sini ,ekg'sini gösterse. Hatta bununla da kalmasa, hasta ekranda şikayetlerini işaretlediğinde olası teşhisleri listelese. Hatta ve hatta kolları olsa bu aletin, kapıdan geçen morali bozuk, üzgün hastalara sarılıp kulaklarına 'hacı süpersin bir numarasın  adamımsın lan' dese, pohpohlasa. Biz nöbette yorulduğumuzda 'Ne demek hemşire hanım sen git dinlen ben burdayım, gözün arkada kalmasın' dese. Bir nevi teknolojik hemşire olsa yani. Uçtum yine sabah sabah.. Ama bugün için hayal gibi görünen şeyler gelecekte pekala mümkün olabilir. Ben Yönetim Bilİşim Sistemleri okurken yapay zeka sistemleri diye bir dersimiz vardı. Yapay zekadan beklentilerimiz ile ilgili bir dönem projesi almıştık. Hayır o zaman aklıma gelseymiş ya bu dahiyane icadım. İcadım diyorum çünkü fikir anasıyım bugüne bugün. Hayır yani yarın öbürgün gerçeklerşir falan telif hakkını isterim. Aahh ah bu bilimadamları okumaz ki bloğumu ilham alsınlar falan. Onlar ancak damar gören masum ışığı icat ededursunlar. Bende daha ne fikir kırıntıları mevcut, toplasan çığır açacak. Hatta resmen çağ atlayacağız o derece.
     On yıl kadar önce kadın doğum servisinde çalışırken, haliyle gelen her hastaya 'lütfen iç çamaşırınızı çıkartın, muayene masasına yatın' derdik. (Bu arada lütfeni şimdi ekledim zira o zamanlar kaliteymiş hasta haklarıymış henüz icat edilmediğinden mütevellit hastalara o kadar kibar davranılmazdı. Ama bana sorarsanız daha samimiydi hastalarla olan ilişkimiz. Aile bireylerimizden biri gibi davranır, canımızı sıktıklarında pekala surat yapabilirdik yani. Hangimiz evde anne babamıza yeri gelince surat asmadık ki söyleyin. O derece severdik hastaları) İşte o zamanlar benim teknolojiden beklentim, her gün muayene olmaya gelen yüzlerce hamile kadınlara, kaçıncı gebelikleri olduğunu, doğum tarihi son adet tarihi gibi soruları, akraba evliliği yada kan uyuşmazlığı olup olmadığı gibi uzayıp giden ve özellikle gecenin bir vakti hiç çekilemeyen soruları sorabilecek bir ses sisteminin doğum salonuna entegre edilmesiydi. Yıllar geçtikçe teknolojiden beklentim de artmış demekki.