5 Temmuz 2012 Perşembe

'O AN'

     Günlük hayatta önem verdiğimiz, canımızı sıkan, günümüzü mahveden olaylar, ölümle burun buruna geldiğimiz anlarda tüm önemini yitiriyor. Kredi kartı borcumuz, ev kredimiz, iş yerinde birikmiş dosyalar, o hep almaya çalıştığımız ancak birtürlü paramızı denkleştiremediğimiz, teknoloji harikası telefon, arkamızdan sürekli dedikodumuzu yapan cadaloz arkadaşımız..Liste uzayıp gider. Sahi insan ne düşünür, ne hissederki ölüm anında? Ölümden sonra yaşayacaklarını mı? Sevdiklerine yeterince zaman ayıramamış olmanın üzüntüsünü mü?
     Yaptığım iş nedeniyle, bugüne kadar pekçok insanın ölüm anına şahit oldum. Pekçok kez Azraille aynı odada bulundum. İnsanoğlu hemen herşeye alışan, uyum sağlayan bir yaratık ancak, ben hala o anın vermiş olduğu tuhaflığa alışamadım. Dikkatle yüzlerine bakıyorum, anlamak ister gibi. Yüzlerinde, herşeyin sıırına varmış birinin ifadesini arıyorum adeta. Ölmeden önceki o son anda belkide bütün sırrı görüyoruz tüm çıplaklığıyla. Belki de dünya perdesi kapanırken, bambaşka bir perde açılıyor ve herşeyin sırrına erişiyoruz. Ancak, yaşarken bile diğerini anlayamamış insanlar, ölmüş birini nasıl anlayabilir?


     Bilim hergeçengün yepyeni şeyler buluyor. Ancak dünya hala büyük bir gizem içinde. En azından benim için öyle. Bütün bu evrenin, gezegenlerin, yıldızların, içinde yaşadığımız dünyanın, dünyanın içinde var olan herşeyin, sırf biz işe gidelim gelelim, yemek yeyip tuvalete gidelim, sevişelim, üreyeyip çoğalalım, savaşlar çıkaralım,  birbirimizi öldürelim, hayvanlara işkence edelim, doğayı katledelim, günlerimizi maç/dizi izleyerek geçirelim diye oluştuğuna inanmıyorum. Ancak ne yazık ki, oyunun ne olduğunu ve kurallarını bilemiyoruz.
     Bence bütün hayal kırıklıklarımızın, mutsuzluklarımızın, içimizde dolduramadığımız tüm o boşlukların nedeni; dünyada var oluş nedenimizi bilememek, evrenin sırrını çözememek ve basit zevklerle kendimizi tatmin etmeye çalışmak. Bütün dünyaya, mutsuzluk ve memnuyiyetsizlik hakim. Belki de dünyanın sonu yaklaşmıştır. Bu nedenle kendime bir öncelikler listesi yapmaya karar verdim. Bir nevi ölmeden önce yapılacaklar listesi gibi birşey. Ama biraz daha farklı. Yani içinde hem ölmeden yapılacaklarım olacak, hemde bütün hayatım boyunca sürmesini istediğim, yada olmak, dönüşmek istediğim şeyler olacak. Henüz başlamadım. Bitirdiğimde bloğumda yayınlar mıyım, yoksa kendime özel kalmasını mı isterim bilemiyorum şimdilik. Belki zaman içinde eklemek yada çıkarmak istediklerim olur. Hayat da zaten böyle sanki; sürekli birşeyler ekleniyor yada çıkıyor hayatımızdan. Sürekli azalıp çoğalıyoruz. Ama hep dengede kalıyoruz...

0 yorum:

Yorum Gönder