4 Nisan 2012 Çarşamba

KEŞKE DAHA HAYVANSEVER OLABİLSEYMİŞİM:((

     Üzülerek söylüyorum ki pek hayvan sever biri değilimdir. Tabi bu hayvanlardan nefret ettiğim anlamına gelmiyor. Yalnızca özel bir ilgi, alaka beslemem ve evde hayvan bakmaktan da pek hoşlanmam. Zira kendime zor bakıyorum, öyle üşengeç biriyimdir. Küçükken tam aksi bir mizaha sahiptim yalnız. Okul çıkışı evimizin karşısındaki caminin bahçesine gidip saatlerce kedi sevmişliğim bile vardır. Yada mesela annemden gizli eve çok sevimli yavru bir köpek getirip, altını bağlayıp yanımda yatırmışlığım mevcuttur. Ta ki anneme yakalanana kadar. Evde kardeşimle beraber ipek böceğinden, kediye, köpekten, tavşana, muhabbet kuşundan civcive kadar pekçok hayvan besledik.



     İpek böceği ile ilk tanışmam komşumuzun benden üç yaş büyük kızının birgün apartmana elinde dut yaprağı üzerinde ipek böceği getirmesi ile olmuştu. 'Bakıııın benim ipek böceğim vaaaar' diye bize hava atmış, bende onun gerçek olduğuna inanmamış, okulda hamurdan yaptıklarını zannedip, 'hadi yaaaa bizde inandık' diyerek elimle ipek böceğini sıkmış, ve istemeden ölmesine neden olmuştum. Kız salya sümük, 'anneeeee ipek böceğimi öldürdüüü' diyerek gitmiş, akabinde bir hafta benimle konuşmamıştı. Bende ilk hayvan cinayetimi işlemenin verdiği ızdırapla bu vesile ile tanışmıştım. İlk diyorum çünkü ikincisi kardeşimin civcivi idi. Aslında bana göre o cinayet sayılmazdı, çünkü onda benim pek bir kabahatim yoktu. Ben balkonda 'acep kimler sokakta oyun oynuyor' diye bakınırken, kardeşimin civcivi biranda balkona çıkıvermişti. Bende şimdi yakalamaya çalışsam hayvan korkup, düşeceği yoksa da düşer, iyisimi ellemiyeyim, neticede kuş beyinli de olsa hayvan içgüdüleri sayesinde atlamayacağını bilir demiştim. Derken civciv gözlerimin önünde parmaklıkların arasından atlamış, iki kanat çırptıktan sonrada yere düşüp ölmüştü. Kardeşime söylesem beni suçlayacak, bende içeri gidip biraz oturduktan sonra, hemen sinsice planımı devreye sokmuştum.  Önce,  'civcivini getirsene seveyim' diyerek kardeşimin sempatisini kazanmış, bulamayıncada, 'neyse yaa boşver, ben biraz balkona çıkayım' diyerek şüpheleri kendimden uzaklaştırmıştım. Balkona çıktıktan birkaç dakika sonra kardeşimi, 'aşağıda senin civcivine benzeyen birşey var' diye çağırıp, civcivinin naaşını göstermiştim. O garibimde ağlayarak aşağı inip, karşıdaki caminin bahçesine mezar kazıp civcivini gömmüştü.
     İlerleyen yıllarda ne olduysa hayvan bakma arzusu giderek azaldı içimde. Oğlum için bir ara evde balık ve muhabbet kuşu beslemiştik ancak kuş kaçtı, balıklarıda sonunda eşim işyerine götürdü. Belkide bakmaya çalıştığım hayvanların başına hep birşey geldiği için bakmak istemiyorumdur kimbilir. Bir psikoloğa gidip çocukluğuma dönmeden bilemeyeceğim artık. Neticede tavşanımızı kedi kaptı, kedimizi, babam üzerine tuvaletini yaptığı için gizlice evden attı, ipek böceklerim kozalarından çıkıp kelebek olup uçtu gitti, yavru köpeğe evde bakmamıza izin çıkmadı, derken olmadı gitti yani.

0 yorum:

Yorum Gönder