28 Eylül 2013 Cumartesi

Etrafım gebelerle doldu. Evde işte her yer gebe. Her an koca bir göbeğe çarpma tehlikesiyle başbaşayım. işin kötü tarafıysa, ne zaman kazara bir yiyecekten bahsedecek olsam, gebelerin ya mide bulantısı tutuyor, yada aşeriyor. Bende yani sohbetimin -istatistiğe vuracak olursak- %50 si yemek üzerine olan bir şahsiyetim. Hal böyle olunca da epey zorlanıyorum. Tam ağzımı açıp konuşucam, koca koca göbeklere bakıp susuyorum. Hayır bir de patavatsızlığım tutar, ki sık sık başıma gelen birşeydir, olmayacak bir şeyden bahsederim sonra ara ki bulasın. Mesela bu ara canım nasıl tuzlu tuzlu yeşil erik çekiyor. Gerçi artık internet sağolsun. Yaz kış istediğin meyve sebzeyi bulup, paraya kıyıp sipariş edebiliyorsun. Eskiden öylemiydi Ben hamileyken, işyerine bir arkadaş pişmaniye getirmişti. Bazı nedenlerden dolayı, karşılıklı birbirimizi sevmezdik. Ve o gün herkese ikram ettiği pişmaniyeyi bana ikram etmemişti. Bende normalde pişmaniyenin yüzüne bakmam. İzmitte çalıştığım beş yıl boyunca eve pişmaniye alıp yemişliğim yoktur. Bazen arkadaşlar alır getirir, onlarda küflenene kadar buzdolabının üzerinde bekler, en sonundada çöpü boylardı. Ama o gün hamile olduğumdan mıdır nedir nasıl canım istemişti. Nöbetten çıkıp deli gibi çarşıya koşup kocaman bir kutu pişmaniye almış, ve tamamını mideme indirmek suretiyle pişmaniyesizliğime bir son vermiştim. Tabi akabinde de mide spazmı denilen illet yakama yapışmış, beni günlerce mahvetmişti. O yüzden dikkat ediyorum şimdi aman akıllarına olmayacak birşey düşürmeyeyim, canları çekmesin diyorum. Biran önce doğursalar da hep beraber kurtulsak.

0 yorum:

Yorum Gönder