5 Mart 2012 Pazartesi

BİTTİ

Bitti...Nekadar kolay yazılıyor değil mi. Üstelik sadece beş harfli.
Aşağıda oynayan çocukların sesi geliyor camdan. Kulağım kapıda. Zil çalacak, sen geleceksin. Hiçbirşey sormadan sarılacağım boynuna. Kelimelere gerek yok. Ne zamandır izlemek istediğim filmin dvdsini almışsın. Uzanıp kanepeye onu izleyeceğiz beraber. Başım omzunda. Filmdeki kızın yerine kendimi koyacağım izlerken. Adamın yerine seni. O yüzden ağlayacağım ayrıldıklarında. Ama neyseki mutlu son. Kulağım kapıda.
Dün telefonda sana bittiğini söylediğimde, senden beklediğim tek şey buna izin vermemendi. Beni en güzel sen severdin bilirim. Tüm çocukluklarıma, şımarıklıklarıma, kıskançlıklarıma bir sen şefkatle gülümserdin. Sahi severmiydin beni?
Bitti... Belkide alışmalıyım sensizliğe. Yarın uzun bir seyehate çıkarım bakarsın. Gri bavulumu alırım yanıma. Abanta giderim belki. Kışın görülmeye değer olduğunu duymuştum birkeresinde. Ne çok yolculuğa çıkardık seninle. Yolculuk seninle güzeldi. Şimdi salt yavan.
Belkide gitmem hiçbiryere. Yarın gider saçlarımı kestiririm kısacık. Hani son izlediğimiz o filmdeki kızın saçları gibi. Gerçi yakışmaz bana kısa saç. Dik dik olur tepeleri. Ne farkeder ki. Artık sen olmayacaksın. Dışarı çıkarken 'saçlarını sal sana çok yakışıyor' demeyeceksin. Sırf sen istiyorsun diye yeşil gömleğimi de giymek zorunda değilim. Zaten beni şişman gösteriyordu. Hem arkadaşlarıma daha fazla zaman ayırırım böylece. Kız kıza alışverişe çıkarız belki. Benim bitmek tükenmek bilmez seni anlatışlarım, işkence olsa da kızlara, dost hatrına dinlerler. Birkaç gün yalnız bırakmak istemeyip, zorla evlerine götürürler. Akşamları tabu oynarken, sen gelirsin aklıma. Ağlamamak için binbir şekle girerim. Hani izmirdeyken küçük parkta tabu oynamaya gitmiştik bir akşam. Kızlarla çaktırmadan hile yapmıştık. Sonra onlar söylemişlerdi de ben söylemedim diye surat asmıştın kaç gün. Bir müddet böyle seni hatırlayıp hatırlayıp bunaltırım kızları. Sonra alışmaya başlarım sensizliğe. Önce küçük detayları unuturum. Unuttum sandığım bir anda, o boncuklar çıkar karşıma; altüst olurum. Hani Marmariste bir kafede kahvaltı yaparken, kafenin sahibi ihtiyar amca nedense ipe bağlı o boncukları vermişti bize. Sende saklamam için bana vermiştin. Bir ipe bağlı üç boncuktu. O anlamsız boncuklara ne çok anlam yüklemiştim kafamda. Biri bendim, diğeri sen..küçük ve mavi olanda gelecekteki oğlumuz olacaktı. Harbi salakmışım yalnız. Bir boncuktan neler çıkaran zavallı aptal.
Bitti...Söylenmesi de yazılması kadar kolay.  Ama artık bir yanım hep eksik kalacak...

1 yorum:

  1. çift yönlü bir kelime. insanda derin yaralar da bırakabilen, mutluluktan havalara da uçurabilen bir kelime. kullanıldığı yer çok önemli...

    YanıtlaSil