Geçmişin kuytu bir köşesinde saklambaç oynarken
Apansız yakalıyıverdi kalbimden
Tozlu sandıktan günyüzüne dağılırken hatıralar
Batıyor topuklarıma tuz buz olmuş anılar
Ve bir mum ışığında düşüyorum tepelerden
Ürkek bir kız çocuğunun raksedişi gördüğün
Rüzgar götürüyor gülüşlerimi uzaklara
Kayalara çarpıyor gördüğüm rüyalar..
Uyanıyorum
Gördüğüm renkler gölgelere dönüşüyor
Ve bütün renklerin girdabında boğuluyorum
Yüreğimin dikenli tellerine takılıyor tenimin ipeksi kumaşı
Ve ay yüreğime dokundu bu akşam
Meğer ne çok sensizlik biriktirmişim bunca yıl
Ve meğer ne çokmuşsun içimde
Bilememişim
izin verirsen bir iki kritik yapmak istiyorum:
YanıtlaSilAnlatım olarak iç dünyanın daha doğrusu hissettiklerinin sadece birazını çıkarta bilmişsin, ve sanırım eğer yanılmıyorsam bu şiir yarıda kalmış sonrasında tekrar devam edilmiş. Yalın birazda lirik ehh birazda şekspirimsi.
Ve bana sonaracak olursan bu şiirin "en" yeri neresi diye
"Gördüğüm renkler gölgelere dönüşüyor
Ve bütün renklerin girdabında boğuluyorum"
derim tereddütsüz :)
Öncelikle tespitiniz doğru. Bu şiiri on yıl kadar önce yazmıştım. Yayınlamadan önce bazı değişikliklerde bulununca şiire olumsuz yansımış olabilir. İlginize teşekkürler. Saygılarımla
YanıtlaSilOlumsuzluk olarak değil fakat duygunun gel git yaşamasına neden oluyor buda sanırım cümle arasındaki boşlukları iyi okuduğumdan bende öyle yazdığım için bunu sende de fark ettim.
YanıtlaSilBazı yazılarımı okurken, bende de aynı hisse sebebep oluyor. Fakat yazmanın verdiği heyecanla, bazen yayınlamakta acele ediyorum. Aslında yazarken önce sabırlı olmak lazım galiba. İçine sinene kadar beklemek lazım.
YanıtlaSil