Bu sabah arkadaşlara kahvaltıya gittim. Konu nerden açıldıysa çocukluğumuza geldi. Bende nedense çok severim çocukluğumdan bahsetmeyi. Yani herkes sussun ben saatlerce konuşayım gık demem. Derken ben başladım kardeşime ettiğim eziyetleri anlatmaya. Sohbet sonunda herkesin ortak görüşü 'İyiki kardeşin hayatta kalmayı becerebilmiş' şeklindeydi. Daha küçücük bir bebekken başlamışım eziyetlerime. iki yada üç aylık bebek daha, bende üçbuçuk yaşlarımdayım, akrabalarda hacıdan gelirken boncuklu yüzüklerden getirmişler banada. Nerden aklıma geldiyse, o yüzüğü çıkart, kardeşimin pipisine tak. Sonra uğraş allah uğraş çıkmadı. En sonunda tabi anneme söylemek suretiyle, üstü tüylü süslü terliklerinden nasibimi almıştım. Başka birgünde niye herkesin saçları dümdüz kesiliyor, azıcık şekilli olsa ya deyip, kardeşimin saçlarının ön tarafını zikzaklı olacak şekilde kesmiştim. Kardeşimde o kadar uslu bir çocuktuki küçükken, kucağından düşür gıkı çıkmazdı garibimin. Bende bir cazgır bir cazgır, komşular bile bakmak istemezmiş bana. Annem birkaç saatlik işi olduğunda bana baktıracak kimseyi bulamazmış koca köyde. Allahtan babaannem vardı. Bababaannemle evlerimiz karşılıklıydı.
Çocukluğum çok kalabalık bir ailede geçti. Amcamlar, halamlar, hatta köyün yarısı bizim akrabalardan oluşuyordu neredeyse. Bazen anneme küsüp 'hıh ben ormaman gidiyorum işte, ayılar yesin benide görün' diye trip attığımda, hiç tanımadığım uzaktan bir akraba sokakta kulağımdan tuttuğu gibi eve getiririrdi. Şöyle ağız tadıyla bir trip bile attırmazlardı insana. Babaanne tarafımında ilk torunu olduğumdan mütevellit pek bir severlerdi beni. Birde babaannemin dört oğlu olmuş. Kızı olmayınca uhde kalmış kadıncağızın içinde. Hatta en küçük amcamı ilkokula gidene kadar kız çocuğu gibi giydirmiş. Amcamın erkek olduğunu okula başlayınca anlamış millet. Annem onbeş yaşında evlenince, tabi kendisi çocuk daha, birkaç yıl çocuğu olmamış. Onlarda hemen ümidi kesivermişler annemden, gelinin çocuğu olmuyor diyerek. Sonra annem hamile kalınca, üstüne birde kız çocuğu doğurunca pek bir makbule geçmiş.
Sevgi karşılıklı olduğundan mıdır nedir babaannemin ayrıdır benim için yeri. Ne zaman düşünsem mutlu olurum. Sokaklarda saklambaç yada top oynarken düşüp dizlerimi kanattığımda annemden önce babaanneme koşardım. Oda başına bağladığı yaşmaklarıyla sarardı dizlerimi. Mesela ben güneşin doğuşunu ilk babaannemle izlemişimdir. Aslında tabi sevgilimle falan izleseymişim iyi olacakmış ama neyse. Küçükken güneşin nasıl doğduğunu merak ederdim hep. Geceyken, her yer karanlıkken nasıl birden aydınlanıyor anlayamazdım. Babaannemde güneş doğmadan erkenden kaldırır camın önüne dikerdi beni. Ben uykulu gözlerle 'babaanne ne zaman doğacak, niye doğmadı' derken, güneş biranda hafiften kendini gösteririr bende sevinç çığlıklarımla babaannemin kulaklarının zarını patlatırdım. Bazen beni tarlaya götürür, bende bütün günümü ağaçların tepesinde meyveleri talan ederek geçirirdim. Şehre giden otobüsü görürdüm uzaktan. Kıskanırdım içindekileri. Allahım noooolur ben köyde kalmayayım allahım. Noolur babamlar şehire taşınsınlar derdim içimden. Allah'ta tez elden kabul etti dualarımı, daha on yaşımdayken Manisa merkeze taşındık, ama sonra yıllarca köyü özledim içten içe. Birde o zamanlar taşınmamız pekde hoş olmayan olaylar üzerine gerçekleşmişti. Dedemlerle babamın arası açılmıştı ve biz yıllarca köye gidememiştik. Herkes nasıl tütmüştü yıllarca burnumda. Tabi ben en çok babaannemi özlemiştim. Birkaç yıl başka birini daha özlemiştim ama o konuya hiç girmesem iyi olacak. Manisaya taşındığımızın ertesi gününe ise, benim kaybolma maceram damgasını vurmuştu. Taşınırken dayımda gelmişti bizimle. Ertesi gün geri dönecekmiş. Tabi ben bilmiyorum geri döneceğini, dışarı çıkarken gezecek falan sanıyorum. 'Dayıcım bizi de götür diyorum' oda olmaz falan diyor. Ya sen desene ben geri döneceğim diye. Dayım çıkar çıkmaz bende tuttum kardeşimin elinden, çıktık dışarıya. Annemde ev yerleştirmeye çalışıyor. Dayım önde biz arkada baya gittik. Sonra benim akıllı kardeşimde tutturdu ben dayımın yanına gidicem diye. Olmaz diyorum kızar diyorum yok. Dinlemedi beni koştur koştur gitti dayımın yanına. Bende saklandım bir ağacın arkasına uzaktan seyrediyorum. Dayım kardeşimi görünce bir sinirlendi. Kardeşimde uzaktan bana doğru işaret ediyor. Dayım baktı baktı göremedi. Kalabalıkta bir yer. O zamanlar kuşçular lokali vardı, sonradan kapandı. Hah işte o meydan. Sonra ben geldiğim yoldan geri döneyim dedim. Allahım bulamıyorum evi. Yarım saat kadar aradım evi bulamadım. Annemde hep tembih ederdi kaybolursan sakın polisten başka kimseye söyleme diye. Kadına malum olmuş demekki. Ben artık evi aramayı bıraktım polis arıyorum fellik fellik sokaklarda. Yok. Allahın bir polisi yok. Sonra baktım karşıdan bir asker geliyor. Amaan dedim ha asker ha polis. Gittim 'asker amca ben kayboldum' dedim ağlamaklı. Ama acaip korkmuştum. Asker amcada sağolsun beni biraz ileride motorsikletli bir polisin yanına götürdü. E ben bir saatir dolanıyorum oralarda o zaman nerdeydin polis amca diyorum içimden. Polis amcada pek babacan çıktı. Bana çikolatalı dondurma alıp, motorsikletinin arkasına attığı gibi doğru götürdü karakola. Karakolda soruyorlar 'Çocuğum nerde otururyorsun' diye, bende o zamanlar Sultan Camisini Sultan Ahmet Sanıyorum. 'Sultan Ahmet Camisinin karşısında' diyorum 'hah hah haa' diye gülüyorlar hep bir ağızdan. Sonra aralarında konuşuyorlar 'Sultan Caminin karşısında oturuyorlar herhalde' diye. Birtanesi 'karşınızda İlyas Bakkal var mıydı' diye soruyor. Ne bileyim İlyas Bakkalı daha dün gelmişiz be adam. Ben ağladım ağlıycam, tutuyorum kendimi, utanıyorum karşılarında ağlamaya. Arada tuvaletim geldi deyip gidiyorum, kapayıp kapıyı ağlıyorum sessiz sessiz. Allahım nolur bulayım annemleri bir daha hiç yaramazlık yapmıycam söz, hatta isterse çok kızsın annem, dövsün ona bile razıyım ama nolur bulayım allahım' diyorum. Sonra yıkayıp yüzümü kızarık gözlerle gidiyorum içeriye. Polis amcalar yine başlıyorlar karşınızda şu var mı bu var mı diye. Bilmiyorum diyorum dün taşındık diyorum, derken polislerden biri, allah binkez razı olsun kızını getirdi oynayayım diye. Biraz onunla oynuyorum, sonra yine kaybolduğumu hatırlayıp tuvalete gidip ağlıyorum. Sonra babamın çocukluk arkadaşı vardı Musa amca. O geldi karakola. Allahım sevinçten havalara uçuyorum. Babam niye gelmedi bilmiyorum. Belkide çok sinirliydi, 'Sen dur ben alır getiririm' dedi. Musa Amca beni alıp babama götürdü. Babamda Kuşçular Lokalinin önünde beni bekliyor. 'Bu seferlik hiçbirşey demiyorum. Tekrar olursa çok kötü olur yalnız' dedi. O cümle bana öyle bir yetmişki o günden sonra nereye gidersem gideyim hiç kaybolmadım. Tabi ilerleyen zamanlarda kardeşimden attığı kazığın intikamını defaaten almış bulunmaktayım. E oda haketmiş ama.
ben uslu bir çocukmuşum. bırak kaybolmayı sokağa çıkmayı bile sevmezdim. hiç değişmemişim değil mi :)) Okurken yazını hem endişelendim kaybolduğun için hem de güldüm.. En çok da boncuklu yüzük güldürdü beni.. İlahi Aslı :)
YanıtlaSilÇocukluğumu ne zaman hatırlasam ağzım kulaklarıma varıyor. Epey atraksiyonlu geçti:) Bu tabi küçük bir kesiti. Kaybolma anımı hala saniye saniye hatırlarım. Hayatımda en korktuğum zamanlardan biriydi:)
YanıtlaSilöldüm gülmekten Aslı. allah iyiliğini versin :))
YanıtlaSil:)) güldürebilmişsem nacizane, ne mutlu bana
Silaslı şu bloğunun saat ayarlarını bi yapsan diyorum. çok alakasız saatleri gösteriyor :)))
YanıtlaSilhehehee.. meraklı adamın şu sıralarda en çok dikkatini çeken konu blog saatleri olmalı :) haksız mıyım acep?
SilHiç dikkat etmemiştim. Düzeltiyorum hemen:)
YanıtlaSilbu arada sizi weblog sözlüğe davet ediyorum.. çok seveceğinizden eminim.. haydi gelin siz de blog yazarları burada yazıyor artık..
YanıtlaSilhttp://weblog.sozlukspot.com/
Edüzelttim az önce niye olmadıki? Bu arada bende onu inceliyordum tam hobicoffee çok iyi olmuş. Yapanların eline sağlık.
YanıtlaSilbende de olmuyor Aslı, boşver uğraşma.. ben bir ara bakacağım o zaman bilgilendiririm seni de
Silyorum sayfasında doğru saatleri gösteriyor ama bu sayfada çıkmıyor. Artık yapacak birşey yok
YanıtlaSilkötü mü yapıyorum sizce. birisinin bu konuları da takip etmesi gerek . takipteyim demedim mi ben size :) hah haa
YanıtlaSil:))
Sil