Yaşasın ikea siparişimi çabucucak gönderdi. Çok da yakıştı mutfağıma. Bu arada ben kaç gündür internetti, blogtu, nöbetti derken arkadaşlardan uzak kalmışım. Bugün bütün havadisleri aldım. Bir arkadaşım hamileymiş. Benimde Yiğite hamile olduğum zamanlar geldi aklıma. Allahım ne kadar istenen bir bebekti tarafımdan. Daha ben hamile olduğumu bilmiyorum, internette bakıyorum böyle erken hamilelik belirtilerine; sabahları bulantı, göğüslerde hassasiyet olur falan yazıyor. Ben de her sabah gözümü açar açmaz, acaba midem bulanıyormu diye bi yokluyorum kendimi. Öğürüyorum falan böyle zorla, yok zerre bulanmıyor. Göğüslerimi elliyorum, onlardada bi numara yok. Allahım neden midem bulanmıyor yaaaa, niçün göğüslerim ağrımıyor, yoksa ben infertilmiyim diyorum. Bu arada sağlıkçı olunca iç sesim bile latince konuşuyor demekki terimleri. Neyse işte her sabah bi moral bozukluğu bir asabiyet falan bende. Allahtan hamileymişim. Yoksa nasıl çekilmez olurdum kimbilir. Daha ben hamile kalır kalmazda, etrafa vücut dilimle nasıl bir hamileyim mesajı yaydıysam; birgün alışveriş merkezine giriyorum, dahada 8 haftalık anca yani fetüsüm, güvenlikçi kadın medyum misali hamilemisiniz diye sorunca, bende bir gururlanma, bir kasıntılar, görseniz nobel ödülünü almış orhan pamuk sanırsınız.
Neyse beni hamileyim diye x-ray cihazının dışından geçirdi kadın. Ayrıcalıklar falan süper hissediyorum. Düşünün artık o hamilelik bana nasıl geçti 9 buçuk ay. Ben sabırsızlandıkça yiğitinde doğmayacağı tuttu. Günüm doldu, geçti. Hergün telefonlar, arayıp sormalar, herkes merakta bebek bekliyor dörtgözle. Ben zaten anne olucam bir taraftan onun heyecanı, bir yandanda nasıl birşey çıkıcak onu bilmiyorum. Zaten son 4 boyutlu ultrason görüntüsünde de değişik çıkmıştı yiğit. Böyle çekik gözlü falan görünüyor. Ben ultrason fotoğrafı elimde, bakıp bakıp darlanıyorum, çeki çan gibi birşey mi çıkıcak allahım diyorum. Hayır bizim 7 göbek sülalede japon maponda yok. Gerçi annanemin dedesi Mısırlıymış. Bende hep birgün Mısırdan bize güzel miras kalıcak diye bekliyorum ama dur bakalım. Ama işte çekik ırktan yok yani. Bende hergün Ferhatı sorgu suale çekiyorum, iyi düşün bak varmı ailenizde çinli yada japon biri diyorum. Adamcağız artık illallah etmiş ama sabrediyor naapsın. Zaten sabretsin yani. Hamileliğimin ilk on günü ile son 20 günü bulunmuş yanımda katlanıversin bi zahmet. Aşeremedim bile yaa. Aşereyim desem gidip alıp getirecek kimse yok. Karnım burnumda, gurbet ellerde bir başıma, eziklik had safhada. Ama yinede ne bileyim hayatımın Yiğit doğmadan önceki en güzel aylarıydı. Ne zaman üzülsem, moralim bozulsa, sinirlensem, bir tekme atıp annecim üzülme artık ben varım diyen biri vardı içimde. Sevgi kelebeği gibi dolaştım bende dokuzbuçuk ay. Eksik dua etmeyin derler eskiler ama sezeryan için yattığımda buz gibi ameliyathanede o masaya, dedim ki içimden 'Allahım biliyorum belki bu masadan hiç kalkamam.. Ama buraya kadar geldim madem, izin ver hiç olmazsa birkere evladımı kollarıma alıp koklayayım ve hiçolmazsa birkez evladıma annesinin sütünü tattırabileyim' şükürler olsun ki oğlumu yirmiiki ay emzirdim ve 4 yıldır hergün oğluma sarılıp koklayabildim.. bugün öğlen yiğit uyudu. usulca yanına sokuldum. Çitos kokan nefesini koklaya koklaya, en huzurlu uykularımdan birini uyudum. Yani işte diyorum ki ikea nasılda hızlıymış böyle. adamlar birgünde yollayıverdiler. saat 00:13 olunca ve ayrıcada nöbet ertem olunca ancak bu kadar bağlayabildim yazıyıda kusura bakmayın. ı love ikea.
0 yorum:
Yorum Gönder